23 Kasım 2015 Pazartesi

Budapeşte...


   Kendine has renkleriyle akan bir yaşam, Macar incisi, BUDAPEŞTE ...





    Bir zamanlar ecdadımızın da fethettiği, pek çok kültüre ev sahipliği  yapmış, Avrupa'nın en büyük      nehrinin ikiye ayırdığı güzel şehir. Macaristan'ın tarihini Budapeşte'de görebilirsiniz. Biraz hala doğu  bloğu kenti havasını devam ettiren, biraz da Avrupa ruhunu koruyup geliştiren bir şehir Budapeşte. Bütün tarihi binalar özelliklerini koruyarak günümüze kadar gelmiş.





   Şehrin Buda kısmında tarih, peşte kısmında ise ticarethaneler yoğunlukta. Buda tarafında yer alan Kale tepesi mimari yapısı ile insanı büyülüyor. Mattihas tarafında Kiliseler, Balıkçılar Tabyası, Kraliyet sarayı, Ulusal Galeri ve Tarih Müzesi kalenin içinde yer alıyor. Unesco tarafından koruma altında bu yapılar.



    Kanuni Sultan Süleyman, Budapeşte'yi fethinde ilk namazını Matthias Kilisesinde kılmış. Osmanlı eğemenliği boyunca cami olan yapı, şu an kilise olarak faaliyette. Kale tepesinin kalbidir Matthias kilisesi. Ayrıca şehri bu tepeden çok güzel fotoğraflayabilirsiniz.


    
   Neden siyah beyaz? Daha otantik olsun diye😉 poz bahaneydi manzara ise şahane
    
 

     Balıkçılar Tabyasına bir sürü merdiven çıktıktan sonra ulaşabileceğiniz gibi, Avrupa'nın ilk dik Tranvayını da kullanabilirsiniz. 









    



    Meydan hareketli, satış yapan Macar'lar yerel kıyafetlerle sizi karşılıyor. Genelikle el yapımı ürünleri pazar da satışa sunuyorlar. Çok nazik ve kibarlar. Avrupa birliğine dahil olmalarına rağmen hala kendi paralarını kullanıyorlar. Bol sıfırlı ama ama kesinlikle ucuz bir ülke diyebilirim. Bu arada 1 Euro 300 Macar Forinti. Kıstas olarak kahveyi örnek verebilirim. 1 kahve 600 Forinti. İyi iyi daha ne olsun dimi😉




   Tuğrul Kuşu: Hun İmparatoru Atilla'nın kılıcını taşıyarak Macar'lara yol gösterdiği ve buraya yerleşmelerine sebep olduğu mitolojide yer alan anıta " turul " diyor Macar'lar. Fotoğraftaki ağabey o poz için 5 Euro alıyor. Kuşta Kartal'dı sanırım ama Şahin'de olabilir ( daha önce böyle bir kuşu görmedim yakından ). Korkudan verdik biz de üzerimize salmasın diye😀





       Sarayın arka bahçesi açık hava müzesi olarak ziyaretçilere açık. Eğer denk gelirseniz asker değiştirme törenini ilginç bulabilirsiniz. 



   Özgürlük Heykeli; Kominizm dönemine ait bir heykel. 2. Dünya savaşında Nazilerden Rus'larin yardımı ile kurtulan Macar'lar özgürlüğün sembolü olarak bu heykeli tutuyorlar. Tabi daha sonra da Rus'lardan kurtulmak için mücade etmiş ve pek çok şehit vermişlerdir. Onun da heykeli var:) Macar'larda her yaşadığı mücadeleyi sanatla ifade etmiş ve bunu da sergilemişler.



    Gallert Anıtı; İlk misyonerin Hristiyanlığı yayma çabalarında başarılı olup Kral Istvan'ı ikna etmesi ile, Şamanistler tarafından çivili fıçı içinde bu tepeden aşağıya atılmasının anısına dikilmiştir.



    Kahramanlar Meydanı; HÖSÖK TERE ( bu isim daha güzel ama pek kullanılmıyor)

    Yedi Macar Krallarının heykellerinin bu alan da olmasından dolayı bu ismi almış bir meydandır. Başlıca Krallardan Arpad, İstivan, Yanoş ( ünlü Türk döven Kral ) ve daha niceleri...
    Meydanın ortasında bulunan tabut, 1956'da anti- kominizm ayaklanmasında hayatını kaybeden 20.000 kişinin anısına yapılmıştır.



   Çok çekmiş Macar'lar. Ülke dönemin krallarının ve güçlü devlet adamlarının iştahını kabarttığı için sürekli savaş görmüş. Her savaşın sonrasında hoppp bir heykel. Kahramanlar meydanı doluu...


     Ben de kendi çapımda kahraman sayılırım😛



   Meydanın güneyin de güzel sanatlar müzesi ve arka tarafında ise büyük bir park.





   Tuna'nın Köprüleri; İnsanlık tarihi boyunca işlevsellik için yapılan yapılar arasında herhalde en çok estetik kaygısı güdülen yapılar köprüler olmuştur. Bu konuda Budapeşte çok başarılı olmuş bence. 
Aslanlı köprü, Arpad, Elizabeth ( Kraliçe Sisi için yapılmış ), Lierty ve daha bir kaç tane daha izlemeye değer şaheserler. Mavi değil Tuna nehri, Macar'lara göre Tuna nehri, yanlızca aşık olanlara mavi görünürmüş. Bize nehir yeşil renkli gözüktü. Belki size mavi gözükür...
 


   Başta Zincirli köprü olmak üzere özellikle gece ışıklandırmasıyla bir başka güzel gözüküyorlar. Size gece manzaralı bir kaç kare.


    Parlemento binası...


    Kraliyet sarayı...




    Çok keyif aldığım bir geziydi. Ben de yeri başka❤️. Her ne kadar yukarıdaki yazdıklarım ilk anda akla    gelen oldukça popüler noktalar olsa da gezilip görülecek listesi bunlarla bitmiyor.

   Sizlere Budapeşte için verebileceğim tavsiyeler;
 
1- Şehri gündüz otobüsle gece ise mutlaka tekneyle gezin. Işıltılı bir Budapeşte tüm ihtişamı ile sizi büyüleyecek.

2- Gulaş çorbası için👍

3- Gallert tepesi ve Kaleye yürüyerek çıkın. Tarihi binaların ve yeşilliklerin arasından yürüyerek etrafı seyredin.

4- Balıkçılar Tabyasından şehre bakın. Uzunnn uzunnn...

5- Frozen yoğurdundan tadın. 

6- Akşam yemeğinizi Macar Müziği eşliğinde yapın. 











 


20 Eylül 2015 Pazar

Belgrad'ta görülmesi gereken 6 yer...

 Sırbistan'ın en büyük şehri ve başkenti... BELGRAD...

    Avrupa'nın diğer başkentlerine gidenler bilir, pahalıdır; Belgrad öyle değil. Ucuz bir kent. Kaldığımız otel şehrin merkezine yakın olduğu için toplu taşıma araçlarını kullanmadan tarihi yerleri 2 gün içerisinde    zaman kaybetmeden gezebildik. Biliyorum bir şehrin hakkı değil 2 gün ama o kadar vakitte neler yapılabileceğini okuyacaksınız.

  Güne Dinar zengini olarak başlıyoruz. Hoş bir duygu😊 1 Euro= 120 Sırp Dinarı. 



 4 kişilk bir yemeğin ortalama maliyeti 20 Euro civarı. Otelleri de aynı şekilde uygun. Tabi merkeze yakın bir yerde kaldığımız için yürüme mesafesi yüzünden saniyorum biz herzamanki gibi bu şehirde de kayboldukkk😅




 Belgrad'lılar spor yapmayı ve yürüyüşü seviyorlar. Süper gözüküyorlar👍 Şehir hareketli ve canlı. Enerjisi yüksek bir şehir. Barları kulüpleri dolu. Pazar günü bütün dükkanlar açık. Bu pek Avrupa tarzı değil. Avrupa'nın diğer şehirlerinde bırakın Pazarı Cumartesi öğleden sonra bile alışveriş yerleri açık değil.






 Okuduğum kadarıyla kim nereyi işgal ederse oraya önce dinini sonra dilini götürüyor. Biz!!!! 
 
 Osmanlı'nın 539 yıl boyunca himayesinde kalan Belgrad'a kattıkları ;

 1-Baklava
 2-Börek
 3-Kahve...
  
 Şehrin çeşitli yerlerinde rahatlıkla bulabilirsiniz bu üçlüyü.



 Osmanlı fetih sırasında şehri yerle bir ettiği için, Hristiyan halkı Istanbul'a sevk ediyor. Yaşadıkları ormanlık alana geldikleri şehrin ismi veriliyor ; Belgrad Ormanı...
 
  1- Kalemegdan Park & Belgrade Fortess

  Kaleye girirken hemen park karşımıza çıkıyor.


  Kanuni Sultan Süleyman 1521 yılında Belgrad'ı fethettikten sonra adı " Kale Meydanı " olan bölge zamanla Kalemegdan olarak anılmaya başlanmış. Içerisindeki parkla beraber şehrin tartışmasız en önemli turistlik yeri.


 
   Kalenin giriş kapısı 


 Sahat kulesi ( saat kulesi )


 Karşıda savaş adası, sağda Tuna nehri, solda Sava nehri.

 





 Bu harika manzaralı bölge şehrin tam merkezinde yazmadan edemedim. Çünkü bu kadar merkez de olmasına rağmen bu derece muhafaza edilmesi o zamanların tarihini yaşattı bana. Heyecan verici bir duyguydu.




 
  Bu arada topun ağzındayım:)))


   Molla Fatihi damat Ali paşa türbesi. O kadar sene hükmetmiş koskoca bir imparatorluktan geriye kalan tek tük eserlerden biri bu Türbe. Hayal kırıklığı yaşadım işin açıkcası daha çok eser, daha çok iz bulmayı ummuştum Belgrad 'ta.





 2- Knez Mihailova Street.
 
  Her şehrin en meşhur caddesini düşünün. İşte Belgrad'ın en işlek caddesi burası. Gece ve gündüz sürekli hareketli. Sokak müzisyenleri, resim sergileri, dans edenler ve dilenciler....Kaleye giderken mecburen bu caddeden geçeceksiniz. Bir kısa mola verin bence ve bir kahve için. Kalabalık olduğu için insanları izleyebilirsiniz. Eğlenceli oluyor...



  Gece ayrı bir hareketli oluyor cadde. 











 3-Sırbistan Ulusal Müzesi
 
 Ülkenin en önemli ve büyük müzesi. Ünlü ressamların tablolarını görebilirsiniz. Pazarları giriş ücretsiz.
 


 - Prens Mischael heykeli ve Cumhuriyet meydanı 
 


  4-Aziz Sava Kilisesi ( Church of Saint Sava )

  Balkanlar'ın en büyük Ortodoks kilisesi. Ülkenin en önemli  kişisi olarak kabul edildiği için 1989 senesinde Aziz Sava'ya ithafen yapılmıştır. 1595'de Osmanlı devşirmelerinden Sinan paşa tarfından burada yakılarak öldürüldüğü için kiliseyi bu bölgeye inşaa etmişler. Önünde de Sırbistan kurucusu Kara Djordje'nin heykeli var.
 



 5-Nikola Tesla Museum

  Kimdir Nicola Tesla: Tesla'nın hayatinı aşağıdaki linkten izleyebilirsiniz.
                                https://m.youtube.com/watch?v=Ism9lrCO7ss 


  Ben size Edison ve Tesla'nın ilişkisinden bahsetmek istiyorum. 

  Alternatif akımın mucidi nikola tesla ile doğru akımın mucidi thomas edison'un karşılaştırılmasıdır. Aynı dönemde yaşayan bu iki mucit elektrik tüketiminin yaygınlaşması için çalışmış ve sürekli karşı karşıya gelip çatışmış kişilerdir. Edison'un biraz!! Fesat olduğunu ve sürekli Tesla'nın ayağına taş koyduğunu öğrendim.

  Ben nikola tesla'dan yanayım. thomas edison'a gösterilen ilgi ona gösterilmedi gibi geliyor. Sanırım aklının delilik ile dahilik arasında gezinip durmasında kaynaklanıyor da olabilir. Ama fikir olarak tesla'yı daha başarılı ve daha geleceği görür bir kişilik olarak algılıyorum. Bazı uçuk fikirleri de yok değil. Dev bir tesla bobini yapıp bütün dünya'ya kablosuz elektrik akımı göndermek fikri oldukça uçuk. Ama dünya'nın manyetik alanındaki etkilerini göz ardı edilirse düşünsenize, telefonunuz havadan şarj oluyor. Elektrikli otomobiller hiç şarj etmeden bütün dünya'yı dolaşabiliyor. Gerçekten ütopik ve bir o kadarda ilginç bir fikir.

 Bir başka fikri de dev bir tesla bobini benzeri alet ile belirlenen hedefe ölüm ışını gönderebilmek. O zamanlar çok büyük tartışmalar yaratan bu konu sanırım şimdi veya yakın gelecekte uydulardan gönderilen ölüm ışınları ile yad ediliyor olacak.

 Tesla'nın george westinghouse ile Amerika'nın ilk ışıklı fuarında, edison patentli ampullerinin kullanılmasına izin vermemiştir. Fakat Tesla çok kısa bir sürede çok daha basit tertibat gerektiren alternatif akımla çalışan ampuller üreterek fuarı başarıyla aydınlatmıştır.

(bkz: nikola tesla)
(bkz: nikola tesla nın tanınmaması)
(bkz: alternatif akım)
(bkz: thomas alva edison)
(bkz: doğru akım)

 Mucit Nicola Tesla Sırpların övünç kaynağı. Müze 1952 yılında açılmış. İçeri de bazı kişisel eşyaları, buluşları sergilenmektedir.
  

 Müzeyi gezdikten sonra içeride 30 dk. Ilk bir gösteriye tanık oluyoruz. Rehber gösterinin sonun da 
 " Tesla bobini "  ni çalıştırıyor ve elindeki florasan hiçbir yere temas etmeden Işık saçıyor. Müthiş etkileyiciydi.

 

  

   6- Belgrad Sarayı
   
    Yoğun bir müze gezisinin ardından biraz dinlenmek için mola verdiğinizde hemen karşımızda bu muhteşem yapıyı gördük. Belgrad Sarayı
 
  

   Karşındaki parkta hem dinlendik hemde küçük dostlarımızın karnını doyurduk.


    Belgrad, hem insanlarinin sıcaklığı hem ekonomik olarak Bütçeyi zorlamaması nedeniyle en az bir kere ziyaret edilmesi gereken bir yerdir. Gezin görün derim ben:)))