3 Temmuz 2016 Pazar

Pazar da pazar yani...

Aylardan Temmuz. Yillardan 2016. Günlerden Pazar. Hava yagmurlu. Hem ne yağmur. Sırılsıklam ıslatan cinsinden... Alttaki foto benim olmasını arzuladığım bir kare, durum başka tabi.



Efem üzerim de bir heyecan kaç gündür uykusuzluğun verdiği yorğunluk, az önce 7.sini içtiğim kahvem, tatilin başlama heyecanı, derginin son hazırlıkları, saçlarımı kökünden kestirme arzum, aldığım bikiniye girme hayalim, okumayı bekleyen kitaplarım, eski defterlerim, annemin yemekleri, közde kahve, bahçenin kirazı, yıllardır görmediğim arkaşlarım, arada boğulup tekrar dirilmeye çalışan ülkem, yapılacak süprizler, konuşulacak konular, ölmeden önce mutlaka yapılacaklar listem, sonra olduğum yerden izlediğim her şey ve yapmak istediklerim ve yapamadıklarım ve bunca olaya rağmen kendimi hala sessizce seviyor oluşum, merkezinden ayrılma diye beni yatıştıran bir iç sesin farkındalığı, değişime kendimden başladığım da değiştirdiklerim ve severek kazandıklarım, isteyerek bıraktıklarım, sen potansiyelini sadece serçe parmağının gücüyle bile kıpırdatmadan yapıyorsun  ve ' çok şanslısın Müge hep seninlessin' diyerek ruhumu taçlandıran, döner dönmez, gider gitmez başlayan cümlelerim, dünyanın en yüksek dağını ansızın aklıma gelmesi, hala gitar çalamıyor oluşum ve tenisi bir türlü önceliğim yapamayışım ki...bu ondan vazgeçtiğim anlamına gelmez ve daha neler nelerrrr...

  Paul Eluard demiş ki " Dünya mavidir, tıpkı bir portakal gibi" . En sevdiğim kış meyvesi portakaldır diyorum o zaman bende:)

Bugün hiç bir cümlenin sonuna nokta koyasım yok. Virgüller pek nazik bana ve bir o kadar da sabırlı, gururlu. Ama bitiyor işte.

Daha ne kaldı bilemiyorum ama bu yağmurlu pazar bitmek üzere. Hepsinin bağrıma basmak için gideyim ben.

Mucuksss

D.N: Everest Dağı. 8,848 m Himalayalarda, Çin'le Nepal sınırında :)